top of page

Türkiye'de seçim müzikleri

  • Yazarın fotoğrafı: Hamam  Records
    Hamam Records
  • 5 Kas 2018
  • 3 dakikada okunur

Seçim müziklerinde artık atmosferde yayılacak genişlikte, derinlikte, güçte, naiflikte, melodiler demode. 1950'lerden 2017'lere seçim müziklerinin dönüşümü.

1957'de ABD'nin Arkansas eyaletinde dokuz siyahi öğrenci Little Rock Merkez Lisesi'ne girmeye çalıştı. Güvenlik kuvvetleri önlerinde etten duvar ördü. Vali Orval Faubus’un izni yoktu, giremezlerdi. Oysaki yakın zamanda hükümet, siyahi öğrencilerin beyazlarla aynı sıralarda eğitim almasını içeren tasarıyı onaylamıştı. Tartışmalar sokağa yansıdı. Vali'nin kararı sokakta ve medyada tartışılırken, caz sanatçısı Charles Mingus ve arkadaşları durumu şöyle özetledi: "O bir salak! (He is a fool!)" "Fables of Faubus"ün sözleri davulun ve bakır üflemelilerin agresif tutumuna öyle güzel yakışmıştı ki sonraları o "salak” unutulmuş, geriye güçlü melodisi kalmıştı. Arkansas dokuzlusu olayı 8 yıl geride kalmışken Türkiye ise "Yarının Şarkısı"m söylemeye başladı. TİP'in 1965 seçim kampanyasında kullanılan bu şarkıyı, kimi kardeşine, annesine; kimi dostuna, hapisteki aşığına söyledi. Sokaklarda da seslendirilen şarkının ilk dizesi "Bir şarkı olmalı..." diyordu. Bu söz, Tülay German'ın naif sesinden kulağımıza ve dilimize ulaşıp bize ne anlattı? Sahi nasıl bir şarkı olmalı? Ya da bir şarkı olmalı mı? Bir şarkı kitleleri avucuna alıp da bir taşı yerinden oynatabilir mi? Biraz umudu, kırılgan ve gülümseten şarkının atmosferi bir taşı bir cama kavuşturabildiyse ne mutlu. Bir sonuca varmak zor, ancak şarkıların atmosfer ortamında yayıldığı kesin. Bir kulaktan girip bir eyleme dönüşmesi mümkün.


Selda Bağcan'ın "Yuh"u 

1970'lerde seçim şarkılarında ya da politik içerikli şarkılarda asıl konu; şarkıcı veya bestecinin politik duruşunun ne olduğuydu. Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Komüniste Kanma Zühtü" şarkısı Adalet Partisi tarafindan 1977 seçimlerinde kullanıldı; ancak güldürmedi ve bir şarkıda bir milletin ne kadar aşağılanabileceğini gösterdi. Aynı yıldan günümüze değin (40 yıl) insana kıyanlara "Yuh" diyen Selda Bağcan bir takım bedeller ödedi ama deyiş formunda bir parçanın bir ağızdan çıkıp tüm dünyayı dolaşabileceğini de gösterdi. Şimdi bırakalım bu Rock'n Roll'u ve 90'lara kulak verelim, "Bana paramı verin kardeşim" nidalan eşliğinde seçim kampanyaları yürüten ajanslar bizleri bilinçaltımızla tanıştırdı.


Yarının Şarkısının peşinde

91 yılında ANAP, Yonca Evcimikile "Abone" toplamaya çalışırken, 94 yılında İzel Çelik Ercan'ın "Haydi Şimdi Bütün Eller Havaya” şarkısı "Haydi Şimdi Bütün Oylar MHP'ye" olarak zihnimizde yer bulmaya çalıştı. Gerçekçilikten uzak şarkı sözlerinin yanı sıra seçmenin ilgi alanının dışında kalması nedeniyle de muhtemel tarzlarda yapılmış düzenlemeler sabun köpüğü pop müzik dünyasına yeni eserler eklenmesinin ötesine gidemedi. Bu furyadan etkilenmeyip müstesna seçim müzikleri kıllanan DSP'nin repertuarında yer alan ve Bülent Ecevit, nam-diğer "Karaoğlan" için adeta bir "kurtarıcıya" yakılmış olan türküler, Türkiye seçmeninin bam teline dokunmuş olsa da 91 yılında "Refahın Vakti Geldi" şarkısı Necmettin Erbakan'ı "En İyi Çıkış Yapanlar" listesine sokmayı başardı. Aynı anda hem fantezi müzik hem ilahi öğeleri içeren sözleriyle şarkı amaca hizmet etti. Top yekûn muhafazakâr seçmene tek bir şarkıyla seslenildikten tam 11 yıl sonraysa, "Ak Yürekler" nakaratıyla AKP seçim şarkısı, MHP'ye abone olamamış seçmene marş formunda mehter sazları enstrümantasyonuyla hitap etti. Seçmenin ihtiyacı olan özgüveni sağlamayı hedef aldı. Takip eden 12 yıl boyunca, her seçim ve referandum kampanyasında farklı tarzlardaki zafer şarkılarıyla seçmene hitap edildi. Ardından 2014 seçimleri geldi ve Arslanbek Sultanbekov'un "Dombra"sı seçim müziği olarak kullanıldı. İlk başta bestecinin rızası alınmadan eserin kullanılmış olması bazı küçük itirazlara yol açmış olsa da şimdilerde Türk televizyonlarında Sultanbekov'u "Dombra" söylerken görmek ve bu görünürlüğün kırgınlıkları giderdiği yorumunu yapmak mümkün.

Nihayetinde herkes o doğru şarkının, yarının şarkısının peşinde hâlâ. Bugün kulağını doğru melodi için en çok kabartanlarsa reklamcılar. Başarıya ulaşmış reklam kampanyalarında "bir şarkı olmalı" diyebiliriz. Paranın yarısı şimdi, yarısı iş bitince olmalı. Zira şarkılar artık sadece telefon hoparlörü ile dinleyen arasındaki kısacık mesafe kadar yol alabiliyor. Anlamaya çalıştığı ve seslendiği tekil kulaklar. Atmosferde yayılacak genişlikte, derinlikte, güçte, naiflikte melodiler artık demode. Son şarkı Genç Parti'den gelsin: "Mazot I YTL olacak."




 
 
 

コメント


bottom of page